Türkçe adı: Aynalar
Yönetmen: Alexandre Aja
Oyuncular: Kiefer Sutherland, Paula Patton, Amy Smart
IMDB puanı: 6.2
Zeynop puanı: 5.7
Mirrors, The Hills Have Eyes adlı filmin 2006 senesindeki yeniden çevrimiyle adını duyurmuş olan yönetmen Alexandre Aja'nın ikinci büyük filmi. Bu arada Mirrors da Geoul Sokeuro (2003) adlı Güney Kore filmi'nin yeniden çevrim Amerikan versiyonu (Hollywood sözüm sana, başkalarından medet umma, kendi malzemeni kendin yarat artıkın.) Başrolde de 24 dizisinin Jack Bauer'i Kiefer Sutherland var.
Kısaca konuyu özetlemek gerekirse, Ben Carson (Kiefer Sutherland) bir polis memurunun ölümüne sebep olduğu için askıya alınan bir gizli dedektiftir. Gerçek işine geri dönemediğinden dolayı ise para kazanmak için yanmış eski bir alışveriş merkezinde gece bekçisi olarak göreve başlar. (Yanmış alışveriş merkezinin gece bekçisine neden ihtiyacı olur diye uzun uzun düşünmelerimiz sonucunda, tinerciler, evsizler orayı mekan bellemesinler diye olabilir dedik ama hala tam oturmadı) Bu görevi sırasında alışveriş merkezindeki aynalar kendisiyle iletişim kurmaya başlar ama tabi ki bu bir korku filmi olduğundan dolayı, bu iletişim pek de kurulmak istenen türden bir iletişim değildir. Ben Carson'un yapması gereken ailesini ve sevdiklerini korumak için aynaların ondan ne istediğini anlamak ve bu taleplerini yerine getirmektir.
Film için tam anlamıyla bir klişeler cümbüşü diyebiliriz ve işin kötü yanı Mirrors, bu klişeleri dalga geçmek için değil, tam aksine gayet ciddi bir biçimde kullanıyor. Örneğin, Ben Carson, işini kaybettikten sonra alkole başlamış ve bu yüzden de eşiyle ayrılmış ve ailevi sorunlar yaşamaktadır.(Klişe 1) Aynalar geçmişte aynı mekanda olan bir olaya işaret etmektedir.(Klişe 2) Ve daha niceleri.. Filmin korku ve gerilim adına verdiği tek his ne yazıkki anlık sıçramalardan ibaret. Spoiler vermeyeceğim ama sürpriz son diye ballandırıla ballandırıla anlatılan olay da filmin başından beri izleyicinin gözüne sokuluyor zaten, ve dikkatli bir izleyici olayların nasıl sona ereceğini gayet kolay bir şekilde tahmin edebilir.
Kiefer Sutherland'e gelince özellikle filmin sonlarındaki aksiyon sahnelerinde tam bir Jack Bauer'a dönüşüyor. Her an CTU'da Chloe'yi arayıp yardım isteyebilirmiş gibi geldi bana. Öyle üstün oyunculuk kabiliyeti gerektirmeyen bu filmde Sutherland'in aktörlüğüyle ilgili bir yorumda bulunamayacağım.
Kısaca yer yer gerilmek, zıplamak istiyorsanız izleyin ama benim fikrimi sorarsanız Mirrors zıplatırken bile sıkıcı olmayı başaran bir film, kanlı sahneler ise sadece mide bulandırıcı.