The Strangers (2008)



Türkçe adı: Ziyaretçiler (Strangers olmuş size Ziyaretçiler, haydin bakalım)
Yönetmen: Bryan Bertino
Oyuncular: Liv Tyler, Scott Speedman ve 3 tane maskeli kişi.
IMDB puanı: 6.7
Zeynop puanı: 6

Yeni Blog’umun açılışını Bryan Bertino’nun The Strangers adlı filmiyle yapmış bulundum. Öncelikle kısaca filmin konusundan bahsedeyim.

Kristen ve James ilişkilerinde çalkantılar yaşayan bir çifttir ve filmimiz onların gece yarısı James’in ailesinin boş evlerine gelmeleriyle başlar. Kristen ve James’in arasındaki sorun acaba ne diye düşünürken zavallı James’in o gece Kristen’e evlenme teklif ettiğini, kız kabul eder düşüncesiyle de ailesinin evini bir güzel gül yapraklarıyla süslediğini, şampanyalar hazır ettiğini görürüz. Fakat Kristen “Henüz hazır değilim James” diyerek James’in duygularıyla oynamıştır, ve ikili arasında filmin ilk anlarında başgösteren iletişim kopukluğunun da yegane sebebi budur. Evde o gece yaşayacakları olaylar çiftimizi tekrar birbirine yaklaştıracaktır yaklaştırmasına ama bir yandan da ikisini de doğduklarına pişman edecektiir. James ve Kristen kendi dertleriyle boğuşurlarken birden kapı çalar, garip görünüşlü bir kadın “Tamara evde mi aceba?” diye sorar ve olaylar başlar. Ev artık 3 maskeli şahıs (1i erkek, 2si kadın) tarafından çevrelenmiştir ve bu 3 kişi gece boyunca evin 2 sakinine fiziksel ve ruhsal şiddet uygulamaya başlarlar. “Peki neden?” diye sorarsanız da cevap maskeli şahıslardan gelir “Çünkü evdeydiniz”.

Sebepsiz şiddet konulu filmleri düşündüğümüzde aklıma ilk gelen Haneke’nin Funny Games adlı filmidir. Haneke bir yandan sebepsiz şiddet kavramını sorgularken, bir yandan da izleyicinin beklentileriyle oynayıp seyircinin filmi baştan sona izleyerek bu şiddete tanık olmayı seçtiği ve daha fazlasını da görmeyi arzu ettiği gerçeğini yüzüne vuruyor.

The Strangers'a baktığımızda ise durum bundan epey farklı. Filmin vermeye çalıştığı bir mesaj yok. Filmin tek amacı, seyirciyi ses efektleri ve ani çıkışlarla zıplatıp, garip görünümlü maskelerle korkutmak. Hakkını verelim ki bu amacına ulaşıyor. Ama film bittiğinde “Eee, ne yani?” demekten kendinizi alamıyorsunuz. 85 dakikalık bu sebepsiz şiddet gösterisi şahsınızda büyük bir sinir ve rahatsızlık uyandırıyor. (En azından bende uyandırdı)

Bu arada filmin başında ekrana “Film gerçek olaylardan esinlenmiştir” diye bir yazı çıkıyor ve film boyunca düşünüyorsunuz, acaba bu olaylar gerçekten oldu mu diye. Ama filmin esinlendiği asıl olay şuymuş: Yönetmen küçük bir çocukken kapısı çalmış ve gelen adam tanımadığı birisinin evde olup olmadığını sormuş. Bundan sonra da öğrenmişlerki mahallelerinde boş evleri soyan bir çete varmış. Nereden nereye.